Sıradaki içerik:

TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLENME

e
sv

RUSYA’NIN UKRAYNA SAVAŞI KAPSAMINDA AB POLİTİKALARI

309 okunma — 04 Ocak 2023 14:30
avatar

admin

  • e 1

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Mustafa Metin KAŞLILAR

Bursa Uludağ Üniversitesi, Tarih Bölümü 

Rusya 24 Şubat 2022 tarihinde Devlet Başkanı Vladimir Putin’in emriyle ‘Askeri Operasyon’ ilan ederek, Donbass ve Luhansk bölgelerine girmiştir. Savaşın başlangıcından bugüne kadar geçen sürede Avrupa Birliği (AB) Rusya’yı mümkün olduğu kadar tecrit etmeye çalışarak yoğun bir yaptırım uygulaması ortaya koymuştur. AB, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere özelinde savaşı tamamen Ukrayna’nın kazanması adına birçok yardım uygulamasını hayata geçirmiştir. Bu yardımların en temel noktasını parasal ve askeri yardım oluşturmuştur. Rusya ‘Askeri Operasyonu’ başlattığı zaman, günler içinde Kiev’i alarak Rus yanlısı bir hükümet kurmayı planlamıştı. Ancak işler Rusya’nın beklediği gibi gitmedi ve üstüne çok büyük yaptırım tehditleri altında kaldı. Fakat Rusya bu dönemi kısa bir süre içinde atlatarak bozulan ve yıpranan ekonomisine nefes aldırmayı başardı. Askeri olarak yer yer zaferler kazansa da yine de Rusya bir türlü istediği zaferi yakalayamıyor. Savaşın kaderini şüphesiz belirleyecek nokta Rusya’nın nerede durması gerektiğini planlamasına bağlı olarak değişecektir.

AB ise savaş boyunca Ukrayna tarafında saf tutarak imkânlarını Ukrayna’ya vermeye çalışmıştır. Fakat Rusya’nın elinde hala çok büyük bir koz var o da ‘enerji’dir. Enerji, Rusya’nın tekelinde olmasa da büyük bir enerji pazarlayıcısı konumundadır. Tabii ki en doğal pazarı da Avrupa ülkeleriydi. Avrupa savaşın başlarında çok atak bir şekilde yaptırımlara karar verse de yaptırımlara şüpheyle yaklaşan bazı AB ülkeleri de bulunmaktaydı. Bunların başında da Macaristan gelmekteydi.

27 üye ülkenin tamamının söylemde Ukrayna’yla birlikte olduğu fakat icrada kendi çıkarlarını korumaya çalıştığı bir dönemde özellikle Rusya’ya uygulanması planlanan yaptırımlar konusunda hala mutabık kalınamaması, AB açısından ciddi bir prestij ve etki kaybı yaratmıştır. Bu noktada doğalgaz açısından Rusya’ya yüksek bağımlılığı bulunan Almanya ve Macaristan gibi ülkelerin ABD’den gelen baskıya rağmen Moskova’ya doğalgaz yaptırımı uygulanması fikrine karşı olması AB’nin ortak olamadığını göstermiştir. Bugün baktığımız zaman Macaristan, Ukrayna’ya verilecek desteği veto ederek aslında Rusya’nın yanında saf tutmasa da kendi ülkesini bir enerji krizine sokmak niyetinde olmadığını gösteriyor.

AB yaptırımları aslında daha çok savaşın ortalarına doğru sorgulanmaya başlandı. AB aslında enerji krizinin oluşturacağı enflasyonist ve ‘soğuk’ bir kışın yaratacağı ortamdan hoşnut olmasa da, bu yaptırımları genişleterek Rusya’ya karşı uygulamayı tercih etmiştir. Çünkü AB’ye göre önemli olan ve tercih edilen demokrasi ve Ukrayna’nın bütünlüğü meselesi olmuştur. Rusya ise bu yaptırımlara karşı doğal olarak en önemli kozunu yani enerji kartını ortaya koyarak cevap vermiştir. Rusya AB’ye dağıtılan gaz oranında düşüşe giderek Avrupa’yı zor duruma düşürmeyi başarmıştır. Fakat ne olursa olsun aslına bakıldığında iki tarafın da birbirine yoğun şekilde ihtiyacı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü Rusya’nın enerji pazarı için en uygun yer Avrupa ve Avrupa’nın da en kolay ulaştığı enerji Rusya’da böyle karşılıklı bir anlaşmazlık ekonomilerin temeline adeta dinamit koyarak ani bir enflasyonist ortam yaşattırdı.

Tabii AB için tek sorun enerji olmadı. Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle AB ülkelerine doğru bir göç dalgası başladı ki AB’nin özellikle bu dönemde bunu kaldıracak bir duruma da sahip değildir. Fakat Avrupalı siyasetçiler olaya daha farklı bir yönden bakmayı tercih etmektedirler. Bunu da söylemlerine bakarak görmek mümkün. Aynı zamanda Ukrayna’nın AB üyeliğinin konusunun açılması Avrupa’yı yoran meselelerden bir diğeri olmuştur. Çoğu AB ülkesi Ukrayna’nın hızlı üyeliğine karşı çıkmıştır. Bunun birçok sebebi olsa da en önemlisi Rusya’ya karşı duyulan çekingenlik ve ekonomik durumdur.

Sonuç olarak Rusya özellikle AB’ye karşı birçok reaksiyon göstererek kendisine yöneltilen yaptırımları ekarte etmeyi başarmaya başladığını söyleyebiliriz. Rusya’nın yarattığı ortam dünya üzerinde gerginliğe sebep olsa da en çok AB üzerinde bir kırılganlığa sebep oluşturmuştur. Rusya’nın askeri operasyonuyla AB değerleri kendini sorgulatmaya başlatmış ve kırılganlığını göstermiştir. Rusya aynı zamanda askeri olarak AB’nin zayıf bir noktada olduğunu ve hala ABD’ye bağımlı şekilde hareket etmek zorunda olduklarını hatırlatmıştır. Rusya’nın enerji üzerinden AB’ye karşı uyguladığı politikalar Avrupa’yı bir enerji krizine yöneltmiş ve Rusya gaz ödemelerini Ruble cinsinden kabul edeceğini açıklasa da bundan kısa bir süre sonra vazgeçmiştir. Aynı zamanda Rusya’nın elinde bulundurduğu diğer önemli bir kart nükleer silah kullanımı olacaktır. Bu, Avrupa’yı ve dünyayı tedirgin eden bir durum oluştursa da Rusya nükleer silaha başvuran ilk devlet olmayacaktır. Rusya, savaşı konvansiyonel savaş şeklinde sürdürmeye devam edecek ve nihai hedefine ulaşana dek savaşı tamamlamayacaktır.

  • Site İçi Yorumlar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.