Sıradaki içerik:

RUSYA’NIN GÖLGESİNDE BAŞKURDİSTAN: FAİL ALSYNOV KRİZİ, HALKIN İSYANI VE SİSTEMATİK SORUNLAR

e
sv

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ ÖNEMLİ AKTÖRÜ: İNGİLTERE

215 okunma — 20 Mayıs 2024 22:02
avatar

admin

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Mustafa Metin KAŞLILAR

Bursa Uludağ Üniversitesi, Tarih Yüksek Lisans

24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgale başlaması ile birlikte Rusya tüm batı dünyası tarafından ekonomik ve siyasal tecrit altına alınmış ve bu dönemde en sert tepkilerden birini İngiltere koymuştur. İngiltere hem maddi hem siyasal hem de istihbarat boyutunda Ukrayna’yı sahada en güçlü şekilde destekleyen ülkelerden biri olmayı sürdürmektedir. Aynı zamanda Avrupa’nın güvenliği ve Enerji arzı İngiltere’nin güvenlik algılamaları açısından önem arz etmektedir.

İngiltere’nin Güvenlik Algıları

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal girişimi tüm Avrupa’nın güvenlik sorunu yaşaması kadar İngiltere açısından da bir güvenlik tehdit algılaması oluşturmuştur. Bu güvenlik kaygısı askeri bir güvenlik algısı oluşturduğu için İngiltere Ukrayna’dan desteğini hiç çekmediği gibi fazlaca destek olmayı da sürdürmektedir. İngiltere savaşın başladığı ilk günlerden itibaren Rusya’ya karşı büyük yaptırımlar uygulamış bu durum İngiliz kamuoyunu da etkilemiş ve Rusya’nın bir tehdit olduğu net bir şekilde öne çıkarılmıştır. Savaş sonrasında gelişen bu güvenlikleştirme hareketinin belirli sebepleri vardır bunun için de İngiltere’nin dış politikada güvenlik algılamalarını anlamamız gereklidir. Bir kere Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı Avrupa’yı tehdit edicidir. Özellikle Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin bir savunma zayiatı İngiltere’nin güvenlik dışında kaldığını gösterir. Bu bölgede yaşanacak herhangi bir istikrarsızlık İngiltere’yi de sosyal ve ekonomik açıdan değiştirecektir. Askeri güvenlikleştirmenin yanında sosyal boyutları açısından önemli olan göç sorunu vardır. Ukraynalı göçmenlerin İngiltere’ye yoğun göçü doğal olarak İngiliz ekonomisini de derinden sarsmaktadır. İngiltere için diğer bir sorun Putin rejimidir zira bu rejim İngiltere içerisinde istihbarat operasyonları gerçekleştiren ve askerî açıdan ne yapacağı kestirilemeyen bir rejimi tezahür etmektedir. Bu durum savaş öncesinde de ilişkilerin tam olgunlaşamamasına sebebiyet vermiştir. Savaş sonrasında özellikle Ukrayna’ya verilen destek Putin’in bir tehdit olarak algılandığını bize göstermektedir.

Savaşın başlaması sonrasında İngiltere ilk adım olarak NATO düzeyinde müttefikler ile görüşme sağlamış ve Ukrayna için önemli adımların atılmasının gereğinden bahsetmiştir. Ukrayna için İngiliz tasarısı ilk olarak Ukrayna için uluslararası insani yardım koalisyonu kurulması İkinci olarak, Ukrayna’nın savunma çabaları desteklenmesi. Üçüncüsü ise, Putin rejimi üzerindeki ekonomik baskı artırılması. Dördüncüsü ise, Rusya’nın işgali kesinlikle normalleştirilmemelidir. Bu işgalin sonuçları kabul edilmemelidir. Beşincisi, Ukrayna’nın meşru hükümetinin katılımının sağlanması hâlinde diplomasiye ve tansiyonu düşürmeye her zaman açık olunmalıdır. Altıncısı, Avrupa-Atlantik güvenliği güçlendirilmelidir metotları ve önerileri takip edilmiştir. İngiltere bu plan çerçevesinde Ukrayna’ya desteklerini sürdürmektedir. ABD merkezli ve içerisinde İngiltere’nin bulunduğu grup Atlantik ittifakının öneminden ve gerekliliğinden ve daha da güçlendirme yapılması gerekliliğinden sürekli bahsetmektedir.

İngiltere savaşın başlamasının akabinde ekonomik yaptırımlarda uygulamaya başlamış ve Putin rejimini ekonomik yönden baskı altına almaya çalışmıştır. Bu yaptırımlar özellikle Beş Rus bankası ve Kremlin ile ilişki içinde olan üç Rus oligarkına karşı alınmıştır. Gennady Timchenko, Boris Rotenberg ve Igor Rotenberg varlıklarının dondurulmasına ve seyahat yasağı konmasına karar verilen üç oligarktır. Bank Rossiya, Karadeniz Kalkınma ve İmar Bankası, IS Bank, Genbank ve Promsvyazbank varlıkları dondurulan bankalar olmuşlardır. İngiltere ikinci yaptırım paketinde ise Rus elektronik, telekomünikasyon ve havacılık şirketlerine önemli teknolojilerin ihraç edilmesi yasaklanmış ve Rusya’nın bayrak taşıyıcı hava yolu şirketi olan Aeroflot’un İngiltere hava sahasına girişi yasaklanmıştır. Bazı oligark ve şirketlere yeni yaptırımlar uygulanmasına karar verilmiştir. Rusya’nın birçok finansal kuruluşunun varlıkları dondurulmuştur. Hedef alınan Rus bankalarının para birimi sterline erişimi engellenmiştir. Daha sonrasında Putin ve Lavrov yaptırım listesine alınmış İngiltere’deki Rus yatırımları ve bankalarının neredeyse tamamı dondurulmuştur.

İngiltere ekonomik yaptırımlarına doğalgaz yönünden de devam etmiş ve Gazprom’un İngiltere’deki tüm yatırımları durdurulmuş ve İngiltere Rusya’dan alınan petrolün durdurulacağını ve doğalgazın da ithalatına kesinti koyulacağını belirtmiştir.

Rusya’ya yapılan yaptırımların yanında Ukrayna’ya verilen desteğin arttığı da bilinmektedir zira İngiltere Ukrayna’ya savunma desteğinin yanında 200 milyon pound göndermiş ve bu yardımların sistematik olarak artacağı kesinleşmiştir. İngiltere’nin tüm bunlardaki amacı ise Rusya’nın ekonomik olarak yaptırımlar altında ezilmesi ve bunun orduya ve sahaya yansıması bu süreçte verilen desteklerle de Ukrayna’nın kendini savunabilmesidir.  İngiltere bu süreçte Ukrayna’ya uzun vadede güvence verebilmek ve desteklerini devam ettirmek adına Ukrayna ile bir güvenlik anlaşması imzalamış ve savaşın başından itibaren 3,2 milyar dolara yakın yardım sağlamıştır bu yardımla birlikte dünyada Ukrayna’ya ABD’den sonra en fazla destek sağlayan ülke konumundadır. Bu güvenlik anlaşmasına göre İngiltere Ukrayna’ya uzun menzilli füzeler, binlerce insansız hava aracı, hava savunması, topçu mühimmatı ve deniz güvenliği için ödeme yapmaya devam edecektir.

İngiltere’nin Yüksek Ayarlı Düşük Zenginleştirilmiş Uranyum Tesisi: Avrupa’nın Enerji Stratejisinde Yeni Bir Dönem Amaç Rusya’nın Enerji Gücünü Kırmak

İngiltere, Avrupa’nın ilk yüksek ayarlı düşük zenginleştirilmiş uranyum (HALEU) üretim tesisini kurmaya hazırlanıyor. Bu hamle, sadece İngiltere için değil, tüm Avrupa için enerji bağımsızlığı açısından kritik bir adım olarak değerlendirilebilir. Özellikle Rusya’nın enerji arzındaki hakimiyeti düşünüldüğünde, bu girişim Avrupa’nın enerji güvenliğini artırma çabalarının bir parçası olarak görülebilir.

Yatırım ve Stratejik Önemi ise İngiltere, yeni nesil nükleer enerji tesislerine yakıt sağlamak amacıyla HALEU üretim tesisi için 196 milyon sterlin yatırım yapmayı planlıyor. Bu yatırım, enerji güvenliğini artırmanın yanı sıra, İngiltere’nin nükleer enerji alanında liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor. HALEU, geleneksel düşük zenginleştirilmiş uranyumdan daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip olması nedeniyle, daha verimli ve uzun ömürlü nükleer yakıt üretiminde önemli bir rol oynuyor. Bu gelişme, özellikle Rusya’nın Avrupa enerji piyasasındaki hakimiyetini azaltmaya yönelik bir hamle olarak da değerlendirilebilir. Rusya, uzun yıllardır Avrupa’ya gaz ve uranyum tedarikinde önemli bir rol oynuyor. Ancak, Ukrayna krizi ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Avrupa’nın enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve Rusya’ya olan bağımlılığını azaltma çabalarını hızlandırmıştır. İngiltere’nin bu hamlesi, Avrupa’nın enerji güvenliğini artırma stratejisine önemli bir katkı sağlayacak gibi görünüyor.

İngiltere’nin HALEU tesisi, 2031 yılına kadar ihracat veya yurtiçi kullanıma hazır şekilde yakıt üretmeyi hedefliyor. Bu, İngiltere’nin sadece kendi enerji ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda Avrupa’nın diğer ülkelerine de nükleer yakıt tedarik edebileceği anlamına geliyor. Bu da İngiltere’yi, Avrupa enerji pazarında önemli bir oyuncu haline getirebilir. İngiltere’nin HALEU üretim tesisi kurma planı, enerji güvenliği ve bağımsızlığı açısından kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Bu gelişme, Rusya’nın enerji arzındaki hakimiyetine karşı bir önlem olmanın ötesinde, İngiltere’nin ve Avrupa’nın enerji geleceğini şekillendirecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Avrupa’nın enerji stratejilerinde yeni bir dönemin habercisi olan bu girişim, enerji piyasalarında önemli değişimlere yol açabilecek durumdadır.

Sonuç olarak İngiltere Avrupa savunmasını kendi güvenliğe adına fazlasıyla önemsemektedir. Bu güvenlikleştirme sürecinde askeri, mali ve istihbarat boyutlarıyla Ukrayna’ya olan yoğun destek devam edecektir. Bu dönemde özellikle İngiltere tarafından Ukrayna’ya verilen belirli silahlar ki bunların en önemlilerinden biri olan seyir füzeleri Rusya ve İngiltere’yi karşı karşıya getirebilecek potansiyelleri barındırmaktadır. Özellikle bu dönem sıkça gündeme gelen Ukrayna’ya asker konuşlandırma politikası ise resmen uygulanmasa da Ukrayna topraklarında Avrupa güçlerinin istihbarat ve askeri personelleri bulunmaktadır. İngiltere’nin bir diğer temel amacı ise Rusya’nın ekonomik yönden zayıflaması ve Ukrayna’ya verilecek kesintisiz yardımlar yoluyla da Putin rejiminin sonunu getirmek üzerine kuruludur fakat Rusya’nın ekonomik verileri ve enerji ihracatı bu duruma izin vermeyecek gibi durmaktadır üstüne üstlük Putin rejiminin daha da güçlendiği yönünde ibareler mevcuttur Rusya önemli aktörlüğünü sürdürmeye devam edecek gibi gözükmektedir.

  • Site İçi Yorumlar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.