Sıradaki içerik:

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI’NDA SON DURUM

e
sv

MÜNİH GÜVENLİK KONFERANSI’NDA JEOPOLİTİK’İN KODLARI

639 okunma — 23 Şubat 2024 21:11
avatar

admin

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Güney Ferhat BATI

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi, Öğretim Görevlisi 

Birinci Dünya Savaşı biter bitmez, uluslararası sistemin oturacağı düşünülüyordu, lakin öyle olmadı. Çünkü dünyamızın ilk büyük savaşında insanlık ilk defa bu kadar dehşetengiz birçok şeylerle yüz yüze kaldı. Bu acı ve yıkım savaşından sonra, dünyanın büyük güçleri tarafından böyle bir savaşın tekrar yaşanmaması için farklı senaryolar üretildi ve öne sürüldü. Ne var ki, bu senaryolar aslında uzun olmamakla beraber, İkinci Dünya Savaşı’nın bir nevi habercisi, adımları atılırcasına ve bağırarak gelmekte olan büyük tehlikenin tezahürü olacaktı. Ve böyle de oldu maalesef. İkinci Dünya Savaşı başlı başına milyonlarla ifade edilen insanların ölümüne ve Avrupa kıtasında Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa gibi ülkelerin birçok şehrinin tamamen yok olmasına ki, bunlara diğer kıtalardaki bazı ülkelerin şehirlerini de eklemek gerekir. Ve böylelikle çift kutuplu dünya sistemi ABD ile SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) arasında 1990’lara kadar sürecek –yani 20’nci yüzyılın ikinci yarısının tamamına- Soğuk Savaş Dönemine sahne olmuştur. İşte bu bağlamda, 1960’larda ‘’Batı’’ bloğunu ön plana alan ve almakta olan ‘Münih Güvenlik Konferansı’nın oluşumunu ve git gide günümüze kadar ‘’uluslararalılaşan’’ bir konferans zincirinin geleneksel olduğu kadar, dünya siyasetinde ve özellikle Avrupa-Atlantik siyasetinde önem kazandığını görmekteyiz.

2024 Uluslararası Münih Güvenlik Konferansında ‘’Jeopolitik’’ kavramının ana konu başlıkları arasında fazlasıyla ön plana çıkması tesadüfî değildir. Keza, Avrupa başta olmak üzere dünyadaki farklı coğrafyalarında yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin değişim ve devinim geçirircesine hızlanarak artış göstermesinin neticesindedir. Hakeza, özellikle 2018 yılından beri akademik anlamda olsun, köşe yazılarım ve diğer yazılarım olsun jeopolitik kavramsalının fazlasıyla ‘uluslararası sistemin’ birçok parametrelerinde yer alacağını ve bundan kaçınılamayacağını vurguladım ve belirtmeye devam etmekteyim. Bundan dolayıdır ki, günümüz dünyasına baktığımızda sıcak çatışma bölgelerinin de artışına ve bu artışın birçok kıtada süregeldiğine Rusya-Ukrayna arasındaki Doğu Ukrayna, Hindistan-Pakistan-Çin arasındaki Keşmir, İsrail-Filistin arasındaki Gazze, Venezuela-Brezilya arasındaki Guyana gibi birçok jeopolitikte savaşların olduğunu gözlemekteyiz. Ve bunlar içerisinde Avrupa-Atlantik birlikteliğinin olmazsa olmazı olan Rusya’nın Ukrayna işgali ve Ukrayna topraklarının dörtte birini (4/3) ele geçirmesidir.

Bu yıl ki, Uluslararası Münih Güvenlik Konferansının kodları genel ekseriyetle Rusya-Ukrayna savaşı odaklı seyrettiğini, buradaki jeopolitik kavramsalın da onların (Avrupa-Atlantik) ‘’Gri Bölgenin Tonları’’ tabirindeki Doğu Avrupa ve Balkanlar üzerinden yorum, analiz ve değerlendirme gerçekleştirdikleridir. Peki, olması gereken bu mudur? Muhakkak ki, budur neden mi? İlk satırlarımda da yazdığım gibi Uluslararası Münih Güvenlik Konferansının doğuşu zaten ‘’Batı’’ odaklıdır, gerçekleştiği yer ise semboliktir de Münih! Ukrayna’nın yerinin AB olduğu bunun içinde aday ülke konumuna getirilmesi gerektiği, sonraki sürecin de NATO’ya üye olması bu şemsiye altına girmesi gerekliliği vurgulandı. Zaten Avrupa-Atlantik işbirliğinde 1950’lilerden bu yana süreç böyle işlemiyor muydu? İşliyordu ve bu dünyanın yeniden keşfine de gerek yoktu, zira önce Avrupa Birliği’nin (AB) jeopolitik genişlemesi gereği aday ülke tam üye oluyordu, sonraki yıllarda NATO’nun bünyesine girmesi içinde üye olduruluyordu (Uzmanlık tezim olduğu için daha fazla teferruatlı yazmak istemedim sayfalar yetmez zaten)! Bu yıl ki konferansta ilginç olan ise şudur; Ukrayna’nın Rusya’yı yenilgiye uğratması gerektiği ısrarla vurgulanarak birçok fraksiyonlar öne sürmeleridir. ABD’nin ısrarları ile Avrupa’nın gücü olmadığı için sessizliği, hatta ABD karşısında güçsüzlüğü ve korkaklığı yüzünden Ukrayna toprakları sıcak çatışma bölgelerine dönüştü. Şimdi de sırada Doğu Avrupa veyahut Balkanlar (Doğusu yine) mı olacak?

Sonuç olarak, 2024 Uluslararası Münih Güvenlik Konferansında kodlarında jeopolitiğin fazlasıyla öne çıktığıdır. Burada Asya-Pasifik, Yakın Doğu, Avrupa-Atlantik, Küresel Güney ve özellikle Çin tehdidi üzerine eğildikleri, bunların yanında İklim, Göç, Yapay Zekâ, Dijital, Terörizm gibi birçok başlıkların uzun uzun değerlendirmeye tutulduğu, sayfalarca raporların yazıldığını da görebilmekteyiz ve okumaktayız. Ancak yazımın muhtevasını da oluşturan Rusya-Ukrayna savaşının seyrinin nereye ilerleyeceği konferansta en çok bunun üstünde düşünüldüğü, Avrupalıların endişeli, bir o kadar da bu savaşın kendi ülke topraklarına sirayet edeceğinden korktukları gerçeğidir. Ezcümle; Münih’teki ‘güvenlik’ konferansının aslında Avrupa-Atlantik tarafından dünya kamuoyunu Rusya-Ukrayna savaşına odaklandırılmak olduğu kadar, Rusya’nın işgalci ve haydut (onlara göre öyle) bir devlet olduğunu uluslararası sisteme kanıksandırmak olduğudur. İsrail’in Filistin topraklarında yaptığı ameliyat ve soykırım içinde bir çift sözleri olacak mıdır?

  • Site İçi Yorumlar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.