Sıradaki içerik:

ABD-ÇİN REKABETİ VE RUS DIŞ POLİTİKASINA OLASI YANSIMALARI

e
sv

‘’KRAVAT DİPLOMASİSİ’’YLE NATO’NUN GENİŞLEME POLİTİKASI

351 okunma — 19 Mayıs 2022 23:24
avatar

admin

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Güney Ferhat BATI

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi, Öğretim Görevlisi 

Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği son birkaç haftadır uluslararası siyasetin ve dünyanın gündeminde yer bulmaktadır, konuşulmaktadır. Haliyle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, bu kuzey ülkeleri de kendilerini güvende hissedebilecekleri bir uluslararası güvenlik örgütünde yer almak istemektedirler, bunun ulusal güvenlikleri açısından su götürmez gerçek olduğunun farkındadırlar. Dünyada her ülke/devlet özgür iradesiyle istediği uluslararası örgütte yer almak serbestîsine sahiptir. Finlandiya ve İsveç gibi İskandinav ülkelerinin herhangi bir Rus tehdidi yaşamamalarına rağmen, ayrıca Rusya’nın üst düzey siyasileri/bürokratları ve diplomatları tarafından gerek demeçleri gerekse tezleriyle yazılı/görsel olarak Finlandiya ve İsveç’i tehdit görmediklerini söylemelerine rağmen, yine de bu İskandinav ülkeleri NATO’da bulunmak istiyorlar. Bu ülkelerin/devletlerin NATO üyeliğinde iki nüans olduğunu belirtmek gerekir; biri Türkiye Cumhuriyeti biri de ABD’dir. Niye mi? NATO demek ABD demektir, bunun aksini düşünenler NATO’nun kuruluş felsefesine ve kodlarına/ayarlarına geçmişten günümüze kadar bakmaları yeterli olacaktır. Diğeri ise Türkiye’nin NATO içerisindeki özgül ağırlığıdır ve askeri varlığıyla bu yükü uzun yıllar taşımasıdır.

Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği için ABD’nin ekstra bir çaba sarf etmesi ne bizleri ne de uluslararası siyaset yapıcıları şaşırtmayacaktır. Burada asıl dikkat çekici olan ABD’nin ve Başkanlarının dünya’ya veya muhataplarına mesaj verirken kullandıkları dil kadar, simge ve sembol üzerinden bunu iletmeleridir, bu da bir iletişim tarzı ve genelde Amerikalılar kullanır! Yunanistan Başbakanı ABD’yi ziyaret etti, ABD Başkanı Joe Bıden Yunan bayrağının renklerini simgeleyen kravat taktı. Finlandiya ve İsveç Başbakanları NATO’ya girebilmek için ABD’nin kapısına gittiler(!), orada da özellikle/bilerek İsveç bayrağının renklerini simgeleyen kravat taktı. ‘’Kravat Diplomasisi’’yle NATO’nun Genişleme Politikası’nın yürütüldüğünü görüyoruz. Aslında o kravatlar bu Yunanistan olsun, bu Finlandiya ve İsveç olsun şu anlama gelmektedir; sizler bize yani ABD’ye/NATO’ya boyundan bağlısınız, kravatı biz bağlarız!

NATO’nun genişlemesini görmek isteyenlere öncelikle AB’nin genişleme politikasını dikkatle izlemelerini/bakmalarını öneririm. AB’nin genişleme politikası, aynı şekilde NATO’nun genişlemesi demektir. AB’ye tam üye ülke/devlet birkaç sene sonra NATO üyesi oluyor. AB üyesi olan Yunanistan, 1980’de Türkiye’de gerçekleştirilen darbenin başındaki Kenan Evren’in Amerikalılarla (kirli) ilişkileri sayesinde NATO’nun askeri kanadına dönmüştür. NATO’nun askeri kanadına tekrar dönen Yunanistan, gerek Ege Denizi ve Adalar, gerekse Kıbrıs ve Doğu Akdeniz meselelerinde Türkiye ile uzlaşmaz tavrını sürdürüyor. Ve bununla yetinmeyip hakkaniyetten uzak bir şekilde AB’nin şımarık bir çocuğu olarak NATO’nun himayesiyle Türkiye’yi tehdit edecek cüreti kendinde buluyor ve uluslararası kamuoyuna da şikâyette bulunuyor. Hala yanı başımızda komşu dediğimiz ve komşuluk ilişkileri çevresinde iyi niyetli yaklaşımlara rağmen NATO içerisinde birlikte olduğumuz Yunanistan böyle (düşmanlıkla) davranırken, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği için ABD’nin/AB’nin Türkiye’den beklenti içerisinde olmaları kabul edilemez ve samimiyetten yoksun olduklarını da gösterir.

Sonuç olarak, NATO’nun ABD’den ibaret olduğunu bilmekle birlikte, ABD’nin Türkiye’nin güneyinde yapay ‘’devletçik’’ler kurmak için uzun yıllar projeler ürettiğini de biliyoruz/görüyoruz. Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bir hat boyunca kurulmak istenen terör ‘’devletçik’’iğini bugün NATO’ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya tarafından desteklendiğini, bunu da sırtını dayadığı ABD’den aldığını belirtmek gerekir. NATO içerisinde müttefikliğe yakışmayacak tavırları bir yana, açık bir şekilde teröristleri ülkenizde barındıracaksınız, bunlar yetmezmiş gibi ülkenizde üretilen silahları da Ortadoğu’ya göndererek jeopolitiği şekillendirmek isteyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her ne olursa olsun katiyen Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine ‘’evet’’ dememesi lazımdır. Keza Yunanistan ile birlikte hareket edecek bir İsveç’in veya Finlandiya’nın NATO içindeki dengeleri ne hale getireceğini ve kışkırtıcılığını düşünmek bile istemiyoruz. Aslında Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, NATO’ya üye olmak isteyen bu İskandinav ülkeleri acı bir gerçekle karşı karşıya kaldılar ‘’Ulusal Güvenlik(!)’’lerinin tehlikede olduğunu fark ettiler. Peki, şimdi sormazlar mı sizlere uzun yıllar rahat bir coğrafyada yaşam sürdürdünüz, ne oldu güvenlik endişeleriniz tavan mı yaptı, şimdi mi ‘’Türkiye Cumhuriyeti’’ sizler için değerli oldu. Türkiye üzerine planladığınız/projelendirdiğiniz terörizmi finanse ederken/beslerken ve silahlandırırken aklınız neredeydi? Ezcümle; Atlantik ittifakını kravatlar mı birbirine bağlayacak? Bu yaşananlar uluslararası siyaset literatürüne ‘’Kravat Diplomasisi’’yle NATO’nun Genişleme Politikası olarak geçecektir.

  • Site İçi Yorumlar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.