Sıradaki içerik:

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ ÖNEMLİ AKTÖRÜ: İNGİLTERE

e
sv

ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİNİN LATİN AMERİKA ÜLKELERİNE YANSIMALARI VE ETKİLERİ

277 okunma — 19 Ağustos 2024 22:45
avatar

admin

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Mustafa KÖKMEN

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, ULESAM Yayın Kurulu Üyesi

Giriş

ABD başkanlık seçimleri, malum olduğu üzere küresel çapta geniş etkilere sahiptir ve Latin Amerika ülkeleri bu etkilerin hissedildiği önemli bölgelerden biridir. Bölgenin uzun yıllar “Amerika’nın Arka Bahçesi” olarak nitelendirildiği bilinmektedir. ABD’nin Latin Amerika ile tarihsel, ekonomik, politik ve kültürel bağları göz önüne alındığında, her başkanlık değişimi, bu bölge için çeşitli yansımalar ve etkiler doğurmuştur. Bu yazıda, ABD başkanlık seçimlerinin Latin Amerika üzerindeki etkilerini çeşitli perspektiflerden inceleyeceğiz.

Dış Politika ve Diplomatik İlişkiler

ABD başkanlık seçimleri, geçmişten bu yana Latin Amerika ile olan diplomatik ilişkileri doğrudan etkilemiştir. Demokrat veya Cumhuriyetçi bir başkanın seçilmesi, bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerin yönünü belirlemektedir.

  • Demokrat Başkanlar: Genellikle insan hakları, demokrasi ve çevre konularında daha duyarlı politikalar izlerler. Örneğin, Barack Obama’nın Küba ile ilişkileri normalleştirme çabaları, Latin Amerika’da olumlu karşılanmıştı. Fakat sonrasında gelen Başkan Donald Trump döneminde ilişkiler negatif yönlü gelişmiştir.
  • Cumhuriyetçi Başkanlar: Genellikle daha radikal, sert göç politikaları ve ticaret anlaşmalarında daha katı tavırlar benimserler. Donald Trump’ın Meksika sınırına duvar örme girişimi ve NAFTA’yı yeniden müzakere etmesi, bölgede büyük yankı uyandırdı. Öte yandan bir başka örnek Nicolas Maduro yönetimindeki Venezuela için verilebilir.

Ekonomik Etkiler

ABD’nin ekonomik politikaları, Latin Amerika ekonomilerini doğrudan etkiler. Nitekim kıta genelinde vuku bulan yoksulluk ve ekonomik krizler ilişkilerde uzun yıllardır öne çıkmaktadır. Serbest ticaret anlaşmaları, gümrük tarifeleri ve ABD’nin ekonomik büyüme oranları, Latin Amerika’nın ekonomik sağlığını etkilemiştir.

  • Ticaret Anlaşmaları: ABD başkanlık seçimleri sonrasında değişen ticaret politikaları, bölgedeki ülkeler için fırsatlar ve zorluklar yaratmıştır. Örneğin, NAFTA’nın yerini alan USMCA, Meksika ve Kanada için önemli ekonomik sonuçlar doğurmuştu. Başkanların ideolojik tutumları dış politikadaki tutum ve davranışlarına elbette yansımaktadır.
  • Gümrük Tarifeleri ve Ekonomik Yaptırımlar: ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri, özellikle Venezuela gibi ülkeler üzerinde derin ekonomik etkiler bırakmıştır. Bugün dünyadaki petrol rezervinin büyük bir kısmının bulunduğu Venezuela’nın kaderi Ortadoğu’daki petrol zengini ülkeler gibi olmamıştır. ABD’nin ambargo ve ekonomik yaptırımları, hali hazırda ciddi ekonomik sorunları olan aktörler için önemli bir etken olmuştur.

Göç Politikaları

ABD’nin göç politikaları, Latin Amerika’dan ABD’ye göçü doğrudan etkilemiştir. Demokrat ve Cumhuriyetçi başkanların göç konusundaki yaklaşımları büyük farklılıklar göstermektedir. Her yıl Güney Amerika’dan, Karayipler bölgesini aşarak Panamerikan kuşağı üzerinden Meksika’ya oradan ise ABD’ye geçmeye çalışan binlerce düzensiz göçmen ilişkilerin gidişatında önemli rol oynamıştır.

Demokrat başkanlar genellikle daha ılımlı, hoşgörülü göç politikaları benimserken, Cumhuriyetçi başkanlar daha katı ve radikal politikalar uygulamışlardır. Bu durum, Latin Amerika’dan ABD’ye göç eden insanlar için büyük önem taşımaktadır. ABD’nin sınır güvenliği politikaları, Latin Amerika’dan gelen göçmenlerin sayısını ve bu göçmenlerin karşılaştığı zorlukları doğrudan etkilemiştir.

Sosyo-Kültürel Etkiler

ABD başkanlık seçimleri, dünya genelinde olduğu üzere Latin Amerika’da da geniş medya ilgisi çekmekte ve halkın ABD’ye bakış açısını etkilemektedir.

  • Kamuoyunun Tutumu: ABD’deki politik değişimler, Latin Amerika halkının ABD’ye olan güvenini ve algısını etkilemektedir. Özellikle sosyal medya ve haber kanalları, bu algının şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.
  • Kültürel Etkileşim: ABD’nin Latin Amerika ile olan kültürel etkileşimi, başkanlık seçimleri sonrası değişen politikalarla birlikte farklılaşabilmektedir.

Sonuç

ABD başkanlık seçimleri, Latin Amerika ülkeleri için geçmişte olduğu gibi yakın gelecekte de önemli yansımalar ve etkiler doğuracaktır. Dış politika, ekonomik ilişkiler, göç politikaları ve sosyo-kültürel etkiler, bu seçimlerin Latin Amerika üzerindeki başlıca yansımalarıdır. Donald Trump ve Kamala Harris arasında geçen başkanlık yarışı şimdiden Latin Amerika ülkeleri için oldukça bağlayıcı bir hale bürünmüştür. Bölgedeki ülkeler, ABD’deki her siyasi değişimi dikkatle izler ve bu değişimlere uyum sağlamak için stratejiler geliştirir. ABD’nin bölgedeki etkisi, sadece politik ve ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da hissedilmeye devam edecektir. Resmi rakamlara göre 60 milyon Latin Amerikalının yaşadığı ABD’de bugün önemli bir Latin Amerika diasporası oluşmuştur. Bu durum doğru orantılı olarak, her yıl milyonlarca Amerikan vatandaşının da Latin Amerika ülkelerinde bulunmasını beraberinde getirmektedir. Her iki taraf içinde demografik anlamda ciddi tehditleri de göz önüne almak gerekir. ABD başkanlık seçimleri yakın dönemde eski nüfuzunu kaybetmeye başlayan ABD için bir fırsat olabilir. Şartlar ne olursa olsun bölgedeki en etkin aktör hala ABD’dir. ABD ise sahip olduğu jeopolitik avantajı bölgede var olmaya çalışan aktörlere karşı iyi kullanmayı arzulamaktadır. Fakat bu arzu somut anlamda kıtadan edinilen çıkarlara eskisi gibi yansımamaktadır. Çin ve Rusya başta olmak üzere dünya aktörlerinin bölgede ciddi anlamda varlığını arttırdığını belirtmek sır değildir. Yakın gelecekte ABD dış politika yapıcıları, bu gidişatı iyi okuyamazsa bölgedeki nüfuzunu kaybetmeye devam edecektir.

  • Site İçi Yorumlar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.